İçimde biriktirdiğim ve gün geçtikçe çoğaldığını hissettiğim bir özlemdin sen. Herkesten sakladığım bir sır,derinlere gömdüğüm hüznümdün.Uyudukça bitmesin istediğim, en güzel rüyaydın sanki.Ne kadar korksam da; çıkmakta zorlandığım Sis Dağı’nın en zirvesiydin gönlümdeki.Velhasıl benimdin, benleydin. Yada öyle sandığım…
Yitip gitmemeliydi düşlerim.Meydan okuyabilmeliydim gidişlerine.Küsmelerin beni bana bu kadar yabancılaştırmamalıydı.Yeniden deneyebilmeliydik belki.Yeniden denemeyi bilmeliydik ya da.Varsın olsundu öfkelerin.Susuşların varsın olsundu.Günler boyu kalemim,kendimi sana anlatamamanın derdiyle can çekişti durdu.Bunu da istemezdim biliyor musun?Konuşamasam da anlamalıydın beni.Yaşadıkça paylaşılıyormuş,insan şimdi anlıyor.Ağlamaların ve susuşların şimdi daha bir anlam kazanıyor,hafızamın harmanında.
Hani bir de göz gezdirişlerin olurdu yaa.En çok da onu özlüyorum aslında.Sonra birden gözlerini kaçırışların.Oturduğun masadan kalkmadan gitmelerin olurdu bazen.Hiç bilemezdim nerede olduğunu.O an, aklının ve kalbinin kimde olduğunu.Vardın ve o masadaydın işte.Ama hepsi buydu.
Salıveriyorum şimdi kanatlarını allı pullu boyadığım güvercinleri.Varsın lal-i handan desinler.Kimselere söylemeyeceğim ismini.Bir giz olacaksın içimdeki.Hala rastlıyor olsam da sana,unutacağım cümlelerimi ve her şeyi…Ahh sevdiğim!Hep ben bildiğim,hep beklediğim.Gözlerimde biriken yaşlara yemin olsun ki;bitmedi…
lal- i handan
Susmak elbette zehirlidir der şair.Ve ardından ekler,bir ağrı yakıldıkça sevilmeli...
YanıtlaSilBunu bu yazıyı okurken daha iyi anladım.Yüreğine,kalemine sağlık...Mürekkebin daim olsun İnşallah...